Metabolik olaylar, maruz kaldığımız radyasyon ve daha birçok zararlı etken vücudumuzda hücrelere zarar veren serbest oksijen radikali adı verilen moleküller oluşturur. Bu moleküller aşırı miktarda artarsa vücudumuzun doğal antioksidan mekanizması onları etkisiz hale getiremez. Sonuç olarak hücreleriniz zarar görür ve birçok hastalığın riski artar.

Glutatyon, hücrelere zarar verebilen reaktif oksijen moleküllerini ve serbest radikalleri hedef alıp onları yok ederek vücudu koruyan çok güçlü bir antioksidandır.

Enfeksiyonlarla Mücadeledenizi Güçlendirir

Glutatyon, bağışıklık sistemimizin enfeksiyonlarla etkili bir şekilde savaşmasına yardımcı olur. Dahası, bağışıklık sistemimiz, kalbimiz gibi nitrik okside ihtiyaç duyar; enfeksiyonlarla savaşmak için bu bileşiği kullanır. Glutatyon düşük olduğunda, vücudumuzun enfeksiyonlarla mücadele için nitrik oksit oluşturma yeteneği düşer ve enfeksiyonların devam etmesine neden olur.

Glutatyon Düzeyi Düşük Olursa Ne Olur

Beynimizin dopamin ve serotonin yapabilmesi için de glutatyon gereklidir. Glutatyon düzeyinin düşük olması, ALS, major depresif bozukluk, bipolar bozukluk, uyuşturucu bağımlılığı, obsesif kompulsif bozukluk, şizofreni ve Alzheimer hastalığı gibi pek çok zihinsel sağlık ve nörolojik durumla ilişkilidir.

Glutatyon’un Yararları:

  • Enerjinizi artırır.
  • DNA’nın protein ve hücre üretiminde başrol oynar.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Sperm şekil bozukluklarını önler, daha sağlıklı spermler üretilmesini sağlar.
  • Serbest radikalleri bloke ederek yaşlanmanın önüne geçer.
  • Önemli enzim fonksiyonlarını güçlendirir.
  • C ve E vitamini üretimini sağlar.
  • Karaciğer ve pankreas yağlanmasının önüne geçer.
  • Karaciğer yenilenmesini hızlandırır.
  • Uykuyu düzenler.
  • Kanserde tedaviye destek olarak kullanılır.
Open chat